Doğadan Sanata: Lületaşı
Lületaşı, halk dilindeki adıyla denizköpüğü… Bu söylemin nedeni de bünyesinin ince delikli oluşu ve suyla doluncaya kadar su üstünde bir süre yüzebilmesi. Eskişehir’in lületaşı ustaları, insanın elinden kayıp gidiveren denizköpüğünü, bir yumruk büyüklüğündeki taşta dondurup şekillendiriyorlar. Toprağın metrelerce derininde başlayan bir öykü bu. Dar kuyulardan inilen madende, toprağa karışmış ham lületaşı binbir emekle gün ışığına çıkarılır. Madenden yeni çıkarılmış lületaşı, içindeki denizköpüğünün uyandırılmasını bekleyen, toprağa bulanmış şekilsiz bir taş parçası. Ondaki fazlalıkları atıp içindeki hikâyeyi ortaya çıkaracak insanların emeğiyle beyaz düşlerin heykelciklerine dönüşecek. Lületaşının dünyada en çok bulunduğu yer Eskişehir’dir. Bu ilimize bağlı Sepetçi köyünde bol miktarda bulunan lületaşı, umumiyetle pipo, sigara ağızlığı tesbih, biblo ve süs eşyası imalinde kullanılır. Toprak içinde, geniş damarlar içinde serpilmiş çakıl kümeleri halinde bulunan lületaşının, ana maddesi hidratlı bir magnezi silikattır. Emici özelliği olması dolayısıyla, ağızlık ve pipo yapımında birinci sınıf malzemedir.
Lületaşının, beyaz, sarımtrak, gri ya da kırmızımsı ve mat renklileri vardır. Sertlik derecesi 2-2.5 olup, hafif yapışkan ve gözeneklidir. Toprağın 20-60-130 metre derinliklerinde, irili ufaklı yumrular halinde bulunur. Küçük yumrular, derinlere açılan kuyular ve kuyulara bağlı tüneller kazılarak toplanır. Bu kuyuların bir kısmı kuru, bir kısmı suludur. Sulu olan kuyuların taşları daha makbuldür. Pensilvanya, Güney Karolina, Utah, Meksika, Madrid, Nayirobi gibi değişik yerlerde de lületaşı üretilmektedir; ancak bunlar önemsiz ve düşük kalitededir. En kaliteli lületaşı Eskişehir’de bulunmaktadır. Kururken nem ve gazın içindeki artıkları bünyesinde tutma özelliği ile, çok uygun bir pipo malzemesi olduğu gibi, pek çok sanayi dalında kullanılan iyi bir absorban, filtre, yalıtım ve dolgu malzemesidir. Yıllardır sanayide, vazgeçilmez bir madde haline gelmiştir. Ağızlık, pipo, süs eşyası ve otomobil boya sanayiinde kullanılır. Porselen hamuruna, böcek ilaçlarına, pudra ve leke çıkartma ilaçlarına katılır.
Lületaşı, magnezyum ve silisyum esaslı ana kaya parçalarının yerin muhtelif derinliklerindeki başkalaşım katmanları içinde, hidrotermal etkilerle hidratlaşması sonucunda oluşmuş kayaçtır. Bu kayacı farkeden bir alman mineralog (E. F. Glocker) tarafından 19. yüzyıl ortalarında sepiolit olarak adlandırılmıştır. Sepiolit ismi mürekkep balığının yunanca ismi olan ’sepion’a ithafen verilmiştir. Bu mineralin Almanca ismi olan ‘Meerscaum’ (deniz köpüğü) da mineralin yoğunluğuna ithafendir. Kimyasal formülü Mg4Si6O15(OH)2.6 H2O şeklindedir ve yoğunluğu 0.988-1.279 gr/cm3 değerleri arasında değişir. Mikroskopik büyüklükteki kristalleri düzensiz biçimde bağlanmıştır. Çok ince gözenekli yumuşak bir dokuya, beyaz ve beyaza yakın tonlarda bir renge sahiptir. Arkeolojik çalışmalar, lületaşının yaklaşık beşbin yıl öncesinden bilindiğini ve değişik amaçlarla kullanıldığını göstermiştir. Günümüzde Lületaşı süs eşyası ve özellikle pipo yapımında kullanılmaktadır. Pipo ile tütün içme alışkanlığının yaygınlaşması lületaşının tüm dünyada tanınmasını sağlamıştır.
Jeolojik olarak üç kademe halinde teşekkül etmiştir:
Birinci sıralık: Kumlu-killi toprak arasında 10-14 m. derinliklerdeki cevherdir.
İkinci sıralık: 40-60 m. arasında oluşur. Killi seviyesinde teşekkül eden cevherdir.
Üçüncü sıralık: Kongremera serisinde teşekkül eden en kaliteli lületaşı serisidir ve bu da 80-130 m. arasında topografyaya uygun olarak teşekkül etmiştir. Diğer lületaşı cinsleri ise; parçapamuklu, daneli dökme, birim birlik ve cılızdır.
Eskişehir’de lületaşı çıkartılan yerler ise: Sarısu, Yenişehir, Türkmentokat, Gökçeoğlu, Karaçay, Söğütçük, Sepetçi, Margı, Nemli, Kümbet, Yeniköy, Kepertepe, Karahöyük ve Başören’dir. 1978-1987 yıları arasında lületaşı pipo ihracatı, yılda 800-900 bin dolar getirmiştir. Pipo dışında, satranç takımı, bilezik, kolye, küpe gibi mamullerin ihracatta payı büyüktür. Alıcı ülkeler, ABD, Avusturya, Hollanda, Belçika ve Almanya’dır. Günümüzde, yılda en az 1-1.5 milyon dolarlık ihracat yapılmaktadır. Bunun yanında yurdumuza gelen turistlere de işlenmiş lületaşı satılarak, Türkiye ekonomisine fayda sağlanmaktadır.
Lületaşı ve benzer minerallere, Yunanistan’daki bazı adalar, Çek Cumhuriyeti’ndeki Moravya bölgesi, Fransa, İspanya ve Fas ve ABD’de de rastlanmaktadır. Ticari olarak işlenebilir Lületaşı yataklarının nerede ise tamamı Türkiye’nin Eskişehir İli’nde bulunur. Oluşumunu sağlayan tepkimeler dolayısıyla, lületaşı yeraltında ıslak halde bulunur. Lületaşının toprak içindeyken temizliğini, çıkarıldıktan sonra da kolay işlenmesini, gözenekli yapısının tuttuğu bu doğal nem sağlar. Doğrudan veya işlendikten sonra kurutulan lületaşı, kaybettiği nem oranında hafifler ve önemli bir direnç kazanır.
Eskişehir ilinin batısında, kuzeydoğusunda ve güneydoğusunda bulunan, sahalarda, yüzeyle 300 metreyi aşan derinlikler arasında, içinde dağınık yumrular halinde lületaşı bulunan başkalaşım katmanlarına rastlanır. Taşı elde edebilmek için yüzeyden itibaren dik inen kuyular kazılır. Toprak içinde kolayca ayırdedilen başkalaşım katmanlarına ulaşıldığında, bu katmanı takip eden yatay tüneller açılarak lületaşı yumruları aranır. Bazı bölgelerde lületaşı tabakaları yeraltı suları seviyesinden daha aşağıdadır. Buralardan lületaşı çıkarabilmek için önce suyun boşaltılması gerekmektedir. Lületaşı çıkarılmasında büyük ölçüde insan gücünden ve uzun yıllar sonucunda kazanılmış kişisel tecrübelerden ve sezgilerden yararlanılır. Çok hafif ve gözenekli olan lületaşı kurutulduktan sonra tekrar neme veya herhangi bir gaza maruz kalırsa bu nemi veya gazı büyük ölçüde emer, tekrar kururken de bu nemin veya gazın içindeki artıkları bünyesinde tutar. Bu temel özelliği dolayısıyla çok uygun bir pipo malzemesi, aynı zamanda pek çok sanayi dalında iyi bir emici, filtre, yalıtım ve dolgu malzemesidir. Yaklaşık 300 yıldır büyük ölçüde dünyanın en kıymetli pipolarının yapımında kullanılan lületaşı, ilerleyen teknolojiye paralel olarak sanayide de vazgeçilmez bir yardımcı madde haline gelmiştir.
Başlangıçta tamamı ihraç edilen ham lületaşları Avrupa’da işlenmekteydi. Günümüzde ham lületaşı ihracı önlenmiş ve tamamının, Cumhuriyet döneminde yetişmiş Eskişehir’li ustalar tarafından işlenmesi sağlanmıştır. Zarif narin yapısıyla tamamen özgün bir malzeme olan lületaşının artık sadece tütün için araçları değil, kullanım ve estetik değeri yüksek yepyeni eserler de üretilmektedir. Yer altından çıkarılan lületaşı bünyesindeki nemi kaybetmediği sürece kolay olarak işlenebilir. Lületaşı işlemeciliği, yetenek, tecrübe ve sabırlı bir çalışma gerektiren zor fakat zevkli bir el işçiliğidir. Özel olarak biçimlendirilmiş bıçaklarla lületaşı üzerinde her türlü işleme yapılabilir.
Genellikle ustaların kendilerince hazırlanan bu bıçakların ve benzeri araçların sayısı bazen elliye yaklaşır. Uzun süreli çalışmalarda nemini kaybederek sertleşen taş suya batırılarak yeniden yumuşatılabilir. Taşın doğal biçimine en uygun modelinin seçilmesi işletmede esastır. Böylece, taşın mümkün olan en az fireyle değerlendirilmesi sağlanır. Model konusunda en önemli kaynak gözlem ve ustaların hayal gücüdür. Tasarlanan biçimde işlenen lületaşı endirekt ısıyla uzun sürede kurutulur ve çok ince zımparalanır. Tamamlanan lületaşı eserler beyazlatılmış ve yeteri kadar ısıtılmış balmumuna batırılarak cilalanır. Yüzeyden itibaren sıcak balmumu emdirilmiş lületaşı eserler ovularak parlatılır. Bu esnada şeffaf krem/sarı renk alan lületaşı, fildişine benzer bir görüntü kazanır. Bu yüzyılın başlarında, özellikle, hanımların parça taşlardan el tornalarında boncuk çekmesiyle başlayan lületaşı işlemeciliği, Cumhuriyet yıllarından itibaren çok yönlü olarak gelişmiştir.
Beyaz Altın
Çeşitli süs eşyaları yapımında kullanılan lületaşı, en çok nikotin emici özelliği nedeniyle pipo yapımında kullanılıyor. Çünkü lületaşı ateşte yanmıyor sadece rengini değiştiriyor. Bazı yörelerde lületaşına renginden ötürü “Beyaz Altın” da deniliyor…
Cumhuriyet’ ten önce Eskişehir’de lületaşının işlenişine pek önem verilmiyormuş. Ocaklardan çıkarılan lületaşları yıkanıp çakıyla hafifçe yontulduktan sonra büyüklüklerine göre ayrılıp sandıklara dolduruluyor kırılmaması içinde aralarına pamuk konuluyormuş. Komisyoncular lületaşını bu şekilde alıp Avrupa’ da Viyana’ ya gönderip satıyorlarmış.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında lületaşı işlemeciliğine önem veren Eskişehirliler kısa sürede bu yolda büyük ilerleme kaydetmişler ve lületaşı, kent için önemli bir döviz kaynağı olmuş. Bunun üzerine harekete geçen hükümet ham lületaşının yurtdışına çıkışını yasaklamıştır.
Lületaşı Ustalığı Yok Oluyor
Lületaşından yapılma bir pipo, zarif narin yapısıyla tamamen özgün bir malzeme olan lületaşının artık sadece tütün için araçları değil, kullanım ve estetik değeri yüksek yepyeni eserler de üretilmektedir. Yer altından çıkarılan lületaşı bünyesindeki nemi kaybetmediği sürece kolay olarak işlenebilir. Lületaşı işlemeciliği, yetenek, tecrübe ve sabırlı bir çalışma gerektiren zor fakat zevkli bir el işçiliğidir. Özel olarak biçimlendirilmiş bıçaklarla lületaşı üzerinde her türlü işleme yapılabilir. Genellikle ustaların kendilerince hazırlanan bu bıçakların ve benzeri araçların sayısı bazen elliye yaklaşır. Uzun süreli çalışmalarda nemini kaybederek sertleşen taş suya batırılarak yeniden yumuşatılabilir. Taşın doğal biçimine en uygun modelinin seçilmesi işletmede esastır. Böylece, taşın mümkün olan en az fireyle değerlendirilmesi sağlanır.
Model konusunda en önemli kaynak gözlem ve ustaların hayal gücüdür. Tasarlanan biçimde işlenen lületaşı endirekt ısıyla uzun sürede kurutulur ve çok ince zımparalanır. Tamamlanan lületaşı eserler beyazlatılmış ve yeteri kadar ısıtılmış balmumuna batırılarak cilalanır. Yüzeyden itibaren sıcak balmumu emdirilmiş lületaşı eserler ovularak parlatılır. Bu esnada şeffaf krem/sarı renk alan lületaşı, fildişine benzer bir görüntü kazanır. Bu yüzyılın başlarında, özellikle, hanımların parça taşlardan el tornalarında boncuk çekmesiyle başlayan lületaşı işlemeciliği, Cumhuriyet yıllarından itibaren çok yönlü olarak gelişmiştir.
Eskişehir Merkeze bağlı Sepetçi, Nemli, Karahöyük, Kümbet, Başören, Sarısu, Türkmentokat ve Gökçeoğlu köylerindeki lületaşı kuyularının derinliklerinden, “patalcı” tabir edilen kişiler tarafından çıkarılan lületaşı, ustalar tarafından işlenerek, pipo, ağızlık, tespih, kolye ve biblo yapımında kullanılıyor. Ancak şu sırlar lületaşı ustaları biraz dertli. Lületaşı işletmecisi Mustafa Servi, Eskişehir’de bir elin parmakları kadar usta kaldığını belirterek, şöyle konuşuyor:
“Lületaşı işletmeciliği sabır işi. Parası da öyle çok değil. Bu nedenle genç nesil bu mesleğe ilgi göstermiyor. Şu anda bu işi yürütenler ise dededen, babadan kalma ustalar. Gençler bu işe heves etmediği için de usta yetişemiyor. Lületaşçılığın iç piyasadaki durumu içler acısı. Ancak dış piyasada durum iyi. Bu da lületaşçılığın yuvarlanarak gitmesini sağlıyor.”
Müzesi Bile Var
Eskişehir Odunpazarı’nda bulunan tarihi Kurşunlu Külliyesi’nde yer alan Lüle Taşı Müzesi’nde, çoğunluğunu pipoların oluşturduğu tesbihler ve çeşitli insan yüzleri bulunuyor. Bu insan elinden çıkan sanat eserleri görülmeye değer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder