Evdeki Sevimli Yaramazlar
Hayvanlara yaklaşım konusunu yakından takip eden Darwin’e göre, hangi hayvanların duygusal yaşamları olduğu, hangilerinin olmadığı bugün bile tam olarak tesbit edilememiş. Bu konuda pek yol alamayışımız, belki araştırmacıların “bilimsel olmamakla” suçlanma korkusundan kaynaklanmış olabilir. Gelgelelim, durum artık eskisi gibi değil.
Hayvan sevgisi de korunması gereken bir özgürlüktür. Ancak, her özgürlük gibi sınırsız değildir. Hayvan besleyicileri bu özgürlüğün kendilerine yüksek özen ve sorumluluklar yüklediğini de göz ardı edemezler ve sorumluluklardan kaçamazlar. Dünyamız tüm canlıların – ortak yaşam alanıdır. Ancak, dünyaya egemen olan tek yaratık da insandır. Hayvanlar ise, doğal araç ve silahlarla donatılan biyolojik yapılarını içgüdüsel devinimlerini kullanarak varlıklarını sürdürürler. Kuşkusuz; Duygu ve us yüklü “üstün” yaratık insanın doğayı birlikte paylaştığı hayvanlara karşı sevgiyle yaklaşımı da öznel olmasının yanı sıra göz ardı da edilemez bir gerçektir. Ne var ki; hayvan sevgisi, son tahlilde öznel ve göreceli bir kavramdır. Sevgiyi, beklenti ve düşünce üretir.
İnsanoğlu yüzyıllar boyunca iki hayvan ile birlikte anılmıştır. Bunlardan bir tanesi insanoğlunun bu günlere gelmesinde sonsuz faydası olan ancak teknolojik gelişmeler ile gözardı ettiğimiz “Atlar” ve bir diğeri de sadakati, itaati ve görevleri ile son derece beğeni toplamış ve bugünün üstün teknolojisine rağmen hala bize yardımcı ve evlerimize konuk olmayı sürdüren dostlarımız “Kediler ve Köpekler” dir.
Köpekler insanoğlunun hayatında yadsınamayacak bir yere sahiptir. İnsanoğlu çok uzun zamandan beri bu yaratıkları kullanmaktadır onları kör bir kişiye yol gösterirken, çığ veya enkaz altında kalan bir kişiye ulaşma çabası içinde, geniş arazide kaybolan bir kişiyi veya eşyalarımızı ararken, polis kuvvetleri bünyesinde bir suçlu,uyuşturucu ve bombanın peşinde, itfaiye için yangının sebebini araştırıken, tekerlekli sandalyeye mahkum olan veya sağır bir kişinin yardımcısı, evimizin bekçisi, sürü hayvanlarımızın koruyucusu ve ailemizin neşe kaynağı olarak görmekteyiz.
Peki köpeklerin hayatımızda bu kadar geniş bir alanı kapsaması, onların bize ve bizim onlara bu kadar yakın olmamız nereden kaynaklanıyor? Neden bu sevimli yaratıklar biz doğanın,yaşamın, sevginin ve hayvanların değerini bilmeyen insanoğluna bu kadar yakın? Bizden sonsuz ve son derece yararlı hizmetleri karşılığında ne bekliyorlar? Bizlere neden diğer hayvanların gösteremediği sonsuz sadakati ve itaati sergiliyorlar?
Bu sorulara cevap vermek zor olmakla birlikte ana tema, çoğumuzun “Sevgi” dediği ve günümüzde en çok suistimal edilen duygunun mutlak saf ve temiz halini kedi ve köpeklerde görmemizden kaynaklanıyor.
Evinizin yeni ve sevimli üyesinin yaramazlıklarını tamamen sevgi dolu eğitim yöntemleri ile önleyebilir, koltuk döşemeleriniz veya sandelye ayaklarının ya da terliklerinizin yeni, evinizin temiz kalmasını sağlayabilir ve bir kedi ve köpek sahibi olmanın mutluluğunu bu yolla doyasıya yaşayabilirsiniz. Sonuçta onların aslında bir sorun değil de nasıl neşe kaynağınız olduğunu farkedecek ve ona sahip olmaktan eminim sizlerde gurur duyacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder